Depresyon Patofizyolojisinde Hipokampusun Rolü
Journal Title: Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry - Year 2009, Vol 1, Issue 1
Abstract
Eş seçiminden belleğe, çok önemli işlevleri olan hippokampusun, aynı zamanda limbik korteksin bir parçası olarak emosyonların düzenlenmesinde de önemli görevleri vardır. Major depresif bozukluk (MDB) patofizyolojisinde rol oynayan pek çok beyin bölgesiyle olan karşılıklı etkileşimi yanı sıra hippokampusun antidepresanlara yanıt olarak gözlenen nörogeneze de sahne olması beyin görüntüleme çalışmalarında ön plana çıkmasını sağlamıştır. Nörogenezden sorumlu olan beyin kökenli nörotrofik faktörün (BDNF) antidepresan yanıt ile ilişkili olduğu ve nörogenez engellendiği takdirde antidepresan ilaçların etkisiz kaldığı hayvan çalışmalarında gösterilmiştir. Depresyonda BDNF düzeyinin düşmesi sonucu nörogenezin azalması ile birlikte glukokortikoidlerin de olumsuz etkileri ile hippokampusta atrofi gelişmesi beklenmektedir. Bununla birlikte yineleyici ve ağır seyreden depresyonların hippokampal hacimde (HKH) küçülmeye yol açması daha olasıdır, çünkü ilk atak depresyon hastalarının manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri ile ölçülen HKH’leri sağlıklı kişilerden çoğunlukla farklı bulunmamıştır. Bu bulgular, hippokampustaki atrofinin ancak uzun dönemde gözlenebileceği ve BDNF düşüklüğünün bu duruma zemin hazırladığını düşündürmektedir. Buna karşılık hastalık öncesinde genetik ya da çevresel nedenlerle HKH’nin küçük olmasının da MDB’a yatkınlığa neden olabileceği öne sürülmüşse de bu tür bir yatkınlık için yeterli kanıt bulunmamaktadır ve depresyon seyrinde hippokampusta küçülmenin olduğuna yönelik görüş daha ön plana çıkmaktadır. İlk atak MDB hastalarında saptanan serum BDNF (sBDNF) düzeyindeki düşüklüğe karşın hastaların HKH’lerinin sağlıklı bireylerden farklı bulunmaması ve sBDNF düzeyi ile HKH arasında sadece hastalarda pozitif korelasyon gözlenmesi bu görüşü desteklemektedir. Bu bulgu, depresif hastaların hippokampuslarının BDNF düzeylerindeki dalgalanmalara hassas olduğunu düşündürmüştür. BDNF’nin MDB patogenezinde oynadığı rolün daha iyi aydınlatılabilmesi için hipotalamo-pituiter-adrenal eksendeki dengesizlikler ve monoaminlerin etkilerinin de göz önünde tutulduğu izlem çalışmalarına gereksinim vardır. Elde edilecek sonuçlar dirençli veya yineleyici depresif bozukluğu olan hastaların tedavisinde yol gösterici olabilir.
Authors and Affiliations
M. Cagdas Eker, Ozlem Donat Eker
Neuroanatomical and Neurochemical Basis of Impulsivity
The term ‘impulsivity’ encompasses a multitude of behaviours that are poorly conceived, premature, inappropriate, and that frequently result in unwanted or deleterious outcomes. Impulsivity manifests as impatience carele...
Depresyon ve N-Metil D-Aspartik Asit (NMDA) Reseptör İlişkisi
Depresyonun monoaminerjik hipotezi, duygu durum bozukluklarının patofizyolojisini araştırma ve önemli etkinliğe sahip antidepresanların geliştirilmesinde bir temel oluşturmuştur. Günümüzün antidepresan tedavileri yalnızc...
Gratitude: A Current Issue in Mental Health
There has been an increase in the emphasis on the positive feelings and strengths of individuals in the mental health by the emergence of positive psychology approach. Positive psychology approach points to the potential...
Migration, Acculturation and Adaptation
In multinational countries that receive migration, minority and mainstream collective members need to use methods that facilitate living together and making them fit together. The changes of these individuals through the...
Pedofili: Klinik Özellikleri, Nedenleri ve Tedavisi
Son yıllarda çocukların cinsel istismarının çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu kabul edilmektedir. Çocuklara cinsel istismarda bulunmak tıbbi bir tanı olmadığı, her çocuğa cinsel istismarda bulunan kişinin de pedo...