Mehmed Saîd’in Kasîde-i Hamriyye Şerhi: Tarab-engîz
Journal Title: Cumhuriyet İlahiyat Dergisi - Year 2019, Vol 23, Issue 1
Abstract
Mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i Hamriyye isimli eseri İslam dünyasında büyük rağbet görmüş; müteaddit defa Arapça, Farsça ve Türkçeye çevirisi yapılmıştır. Dâvûd-ı Kayserî (ö. 751/1350), Kemâl Paşazâde (ö. 940/1534), Abdülganî en-Nablusî (ö. 1143/1731), İbn Acîbe (ö. 1224/1809) gibi âlimler mezkûr kasîdeyi Arapça olarak açıklarken; Ali b. Şihâbiddin el-Hemedânî (ö. 786/1385), Molla Câmî (ö. 898/1492), İdris-i Bitlisî (ö. 926/1520) gibi şairler Fars diliyle şerh etmişlerdir. Abdüsselâm b. Numan b. Halil (ö. 1000/1592[?]), İsmail Ankaravî (ö. 1041/1631), Abdülmecîd-i Sivasî (ö. 1049/1639), Alâiyeli Kara Mustafa Hulûsî (ö. 1304/1886), Ahmed Sâfî (ö. 1344/1926), Mehmed Nâzım (ö. 1345/1926) ve Tâhirü’l-Mevlevî (ö. 1371/1951) gibi müellifler ise Türkçeye çevirmişlerdir. Kasideyi Türk diline kazandıranlardan biri de XIX. yüzyılda yaşamış olan Üsküdar Selimiye Tekkesi şeyhi Mehmed Saîd Efendi’dir. Onun Tarab-engîz isimli eseri, Kasîde-i Hamriyye’nin süslü nesirle yazılmış, muhtasar bir şerhidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda mezkûr eser, kısmen ele alınırken, müellifinin kimliği ve şahsiyetinden hiç söz edilmemiştir. Bu makalede, Mehmed Saîd Efendi’nin hayatı ve şahsiyeti ele alınmış, eserinin transkripsiyonlu metni verilerek incelemesi yapılmıştır. Özet: İslâmiyet’in etkisinde gelişen Türk edebiyatında telif eserlerin yanında tercüme ve şerh türü eserler önemli bir yer tutmaktadır. X. asrın başından itibaren İslam dairesine giren Türkler, yeni dinlerini öğrenmek ve gereklerini tatbik edebilmek için hemen her dönemde tercüme faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Aynı kültür ve medeniyet havzasında bulunmaları sebebiyle İslamiyet’i genelde İranlılardan öğrenen ve Farsçanın etkisinde kalan yeni dinin müntesiplerinin, doğrudan işin kaynağına yönelerek Arapçadan çeviriler yaptıkları da görülmektedir. Başlangıçta dinî alanda olan bu faaliyet, zamanla sosyal, kültürel ve edebî hayata yansımış; -Fars klâsikleri gibi- Arap edebiyatının bilhassa önemli kasîdeleri, ediplerimiz tarafından Türk diline aktarılmıştır. Ka‘b b. Züheyr’in (ö. 24/645) Kasîde-i Bürde’si, Ebu’l-Feth Büstî’nin (ö. 400/1010) Kasîde-i Nûniyye’si, Tantarânî’nin (ö. 485/1092) Kasîde-i Tantarâniyye’si, İbnü’n-Nahvî’nin (ö. 513/1119) Kasîde-i Münferice’si, Ali b. Osman el-Ûşî’nin (ö. 575/1179) Kasîde-i Emâlî’si, Muhammed b. Saîd el-Bûsîrî’nin (ö. 695/1296) Kasîde-i Bür’e isimli meşhur kasîdesi bu tür eserlerdendir. Âşıkların sultanı namıyla mevsuf mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın (ö. 632/1235) şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i Hamriyye’si de İslam dünyasında büyük ilgi görmüş, müteaddit defa tercümesi ve şerhi yapılmıştır. Kasideyi şerh edenlerden biri de XIX. yüzyıl sûfilerinden Mehmed Saîd Efendi’dir. Onun Tarab-engîz isimli eseri, Kasîde-i Hamriyye’nin süslü nesirle yazılmış, muhtasar bir şerhidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda söz konusu esere, kısmen değinilirken; Mehmed Saîd Efendi’nin kimliği ve şahsiyetinden hiç söz edilmemiştir. Eser için Saraç, “Matbudur. Yazarı, tab‘ tarihi ve yeri bulunmamaktadır” ifadesini kullanırken; Yıldırım, “Kim tarafından ve ne zaman yazıldığı bilinmeyen eser” nitelemesini yapmaktadır. Sadık Yazar, Anadolu Sahası Klâsik Türk Edebiyatında Tercüme ve Şerh Geleneği isimli doktora tezinde, eserin Mehmed Saîd’e ait olduğu tespitinde bulunurken; Akdağ, aynı hususu Yazar’a istinaden söylemektedir. Konu hakkında son sözü, İbnü’l-Fârız’ın Hamriyye Kasîdesi’nin Arapça, Farsça ve Türkçe Şerhleri ile İnce söylemektedir. Çalışmasında toplam on sekiz şerhten bahseden İnce, Tarab-engîz’e yer vermekle birlikte Mehmed Saîd’in hayatı hakkında herhangi bir bilgiye rastlanmadığını dile getirmektedir. Doğum yeri ve tarihi hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan Mehmed Saîd Efendi, Üsküdar’daki Selimiye Tekkesi meşâyihinden Ali Behcet Efendi’nin (ö. 1238/1823) torunu, Mehmed Hidâyetullah Efendi’nin (ö. 1288/1871) oğludur. Kendisi de babasının vefatının akabinde yirmi beş yıl süreyle bu dergâhın post-nişinliğini yapmış ve meşhur olmuştur. 1313/1896 tarihinde vefat etmiş ve dergâhın haziresine defnedilmiştir. Selimiye Tekkesi’nin altıncı şeyhi olan Mehmed Saîd Efendi, kaynaklarda pek mübârek, müttakî, âbid, ilim, fazilet ve edep sahibi bir zât olarak anılmaktadır. Nakşî şeyhi Üsküdarlı Balabanî Hasan Hüsnü Efendi (ö. 1347/1928), İsmail Efendi (ö. 1307/1890’den sonra) gibi halifeleri de bulunan Mehmed Saîd Efendi, Mevlevî meşreb bir Naşkibendî olmalıdır. İnşa türünde Tarab-engîz adlı şerhi olan şârihin Beylerbeyi Bedevî Dergâhı post-nişini Şeyh Hâmil Efendi’nin (ö. 1322/1904) medhiyesi mahiyetinde bir de dörtlüğü bulunmaktadır. Süleymaniye Kütüphanesi, Pertev Paşa Koleksiyonu, 450 nolu nüshanın başındaki “Seccâde-nişîn-i hânkâh-ı Sultan Selîm-i Sâlis der-Üsküdar eser-i Mehmed Saîd” ifadesi ile Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi 7350 numaralı nüshadaki “Eser: Tarabengîz, Müellif: İbnü’l-Fârız, Mütercim ü muhaşşî: Mehmed Saîd” kaydından eserin Şeyh Mehmed Saîd Efendi’ye aidiyeti anlaşılmaktadır. Matbu olarak neşredilen eserin telif tarihi, kesin olarak bilinmemektedir. Yirmi sekiz sayfadan oluşan eserin bazı nüshalarına iki sayfalık hata-savâb cetveli eklenmiştir. Eser, an’aneye uygun olarak besmele, hamdele ve salvelenin bulunduğu bir giriş bölümü ile başlamaktadır. Bu kısımda “sağlam fikir meş‘aleleriyle şeriat kandillerini rûşen ve yüce hizmet çiçekleri yanında beğenilmiş tavırlarının nuru sayesinde nübüvvet bahçesini daimî gülşen eyleyen” ashâbın övgüsü de bulunmaktadır. Sonra Kasîde-i Hamriyye’nin medhine geçen şârih, bu kasîdenin eşsiz ibâre cevherleri ile hâlis kinâye çiçeklerinin güzellik, şirinlik ve tazeliğini anlatmakta erbâb-ı hünerin âciz kaldığını; eserin belâgat sahifesinin sahiline çıkmanın yine müşârun ileyhin dirâyet deryasının dalgıcı ile mümkün olduğunu söyler. Zira şârihe göre; bu eşsiz kasîdenin Türk diline aktarılmasının güçlüğü, sanat ehlinin malûmudur. Fakat “herkesin fikir dalgıcının, mana denizine dalıp kısmeti olan lafız incileri ile nükte yakutlarını toplaması ve onları tanzim ederek yazı ipliğine dizmesi gereklidir”. Bu yüzden o, kasideyi, karınca kararınca fehvâsıyla kabiliyetinin el verdiği ölçüde, insanlığa hizmet ve iki cihanda saadet sermayesine sebep olması için kısa ve faydalı olarak şerh etmiş ve ismini Tarab-engîz koymuştur. Kasîde-i Hamriyye şarihlerinin çoğu gibi, Mehmed Saîd Efendi de 41 beyitten oluşan kasidenin sadece 33 beytini şerh etmiş, 23.-30. beyitler arasını eserine almamıştır. Beyit beyit şerh etme tekniğini kullanan şârih, önce İbn-i Fârız ile beyitlerine övgüde bulunur. Sonra beyitlerin Arapça aslını verir ve “beytinüñ ma‘nâ-yı münîfi, beytinüñ mażmûnı, maḥsûl-i beyt, medlûl-i beyt, mefhûm-ı beyt” gibi ibareler sarf ederek şerhe başlar. Eserin mukaddime kısmında Arapça olarak hadis ve şiir iktibasları yapan şârihin, şerh esnasında bunlara pek itibar etmediği görülür. Burada yalnız Arapça dua cümleleri ile Molla Câmî’nin (ö. 898/1492) bir dörtlüğüne yer verir. Bu “Felekten ne gam ne keder göreyim dersen eğer meyhânede mey iç; zira kadehin dönmesi ile devranın tasası, nağme ile gam gibi bir yerde bulunmaz” anlamında bir Farsça rubâîdir. Şerhte beyitlerdeki kelimelerin anlamına, etimolojik yapısına ve gramer kaidelerine değinilmemesi, eseri, diğerlerinden -Ahmed Sâfi Bey’in tercümesi müstesna- farklı kılmaktadır.
Hicrî 5. Asır Şiî - Uṣûlî Âlimlere Göre Gaybet Döneminde İmamın Yetkilerinin Ulemâya Geçiş Süreci
İmâmiyye, nass ve tayin merkezli bir imamet nazariyesi inşa etmekte ve imamın dinî ve dünyevî bütün yetkileri kendisinde toplayan kişi olduğunu kabul etmektedir. İmâmın yetkileri arasında ḥadleri uygulamak, zekât ve ḫumu...
İlkokul Öğrencilerinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenine İlişkin Metaforları
Bu araştırmada, ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersine ve bu dersin öğretmenine ilişkin algılarını metaforlar aracılığıyla incelemek amaçlanmıştır. Bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden...
Mâtürîdî’nin Tefsir-Te’vîl Ayrımı ve Bunun Te’vîlât’taki Pratik Değeri Üzerine Bir İnceleme
Mâtürîdî İslâm düşünce tarihinde hem kelâm hem de tefsir sahasında tanınmış bir âlimdir. Onun benimsediği ve tefsir sahasında âyetlerle ilgili yapılan açıklamaları sistematik bir çerçeveye oturtmayı mümkün kılan tefsir-t...
Manevi Sağlık ve Hayata Yönelim Ölçeğinin Türk Kültürüne Uyarlanması
Bu çalışmanın amacı öğrencilerin manevi sağlık ve hayata yönelimi belirlemeye yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı ortaya koymaktır. Bu amaçla Fisher’ın (2010) geliştirdiği Spiritual Health and Life-Orientation M...
İslâm Hukukunda Kamu Otoritesinin Çok Eşliliği Sınırlandırması
Çok eşlilik (polijini/teaddüd-i zevcât), yani erkeğin aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi insanlık tarihinde bilinen ve uygulanan bir olgudur. İslâm hukuku da belirli şartların ve gerekçelerin bulunması halinde çok...