Monolojik Söylem Romancısı Olarak Halide Edip: Vurun Kahpeye ve Zeyno’nun Oğlu Örnekleri [Halide Edip as a Novelist who has Monologic Discourse: Vurun Kahpeye and Zeyno’nun Oğlu Samples]
Journal Title: Mavi Atlas - Year 2017, Vol 5, Issue 1
Abstract
Romanın Türk Edebiyatı’na girişi Tanzimat dönemine rastlar. Edebiyatın toplumu eğitme ve dönüştürme misyonuyla işlevsellik kazandığı bu süreçte roman da bundan etkilenir. Toplumsal olayları ve toplumdaki tüm katmanları yansıtabilme imkânına sahip olan roman, yazarın üslubuna ve yazıldığı döneme göre yön kazanır. Cumhuriyet Dönemi romancılarından Halide Edip, imparatorluktan ulus devlete geçiş döneminde, toplumun şekillenmesi ve milli kimlik inşasında belli bir misyon üstlenen bir romancı olarak görülür. Eserlerinde yeni bir ulus yaratma bilinciyle hareket eden yazar, Kurtuluş Savaşı, Yunan İşgali gibi vakaları eserlerinde konu olarak işlerken eserlerini “monolojik söylem” olarak nitelendirilebilecek bir yaklaşımla inşa eder. Bu çalışmada, ilk aşamada Bahtin’in romanda çokseslilik kuramı, ikinci aşamada ise Thompson’un anlam inşa etme yöntemleri olarak geliştirdiği metodoloji bağlamında Halide Edip’in Vurun Kahpeye ve Zeyno’nun Oğlu romanları tahlil edilecektir. Böylelikle Halide Edip’in üslubu ve söylemi arasındaki etkileşim ortaya konacaktır. [The introduction of the novel into Turkish literature coincided with the Tanzimat period. In this period, literature gains functionality through the mission of educating and transforming society, the novel was also affected by this mission. The novel that has facility to reflect all stages of society and social events, takes route according to its writer’s style and the period when it was written. Halide Edip as a novelist of the republic period is seen as a novelist who undertook certain missions for the formation of the society and construction of the national identity in the transition period from emperorship to nation state. The writer who wrote with the conscious of creating a new nation builds her works with the approach which is qualified as a “monologic discourse” and she wrote on the cases like “Independence War” and “Greek Occupation”. In this study, Halide Edip’s Vurun Kahpeye and Zeyno’nun Oğlu novels are going to be analyzed in the context of firstly Bakhtin’s polyphony theory in novel and secondly the methodology as the means of construction of meaning developed by Thompson. Thus it is going to be explained the interaction between Halide Edip’s style and discourse.]
Authors and Affiliations
Fatih UYAR
Bedenin Sosyolojisi: Nasıl? Niçin [Bedenin Sosyolojisi: Nasıl? Niçin]
Birey ve toplum, sosyolojide yakın geçmişe kadar beden dışı unsurlarla değerlendirilmiştir. Ekonomik, siyasal ya da kültürel eylemleriyle toplumsal olanı kurup geliştiren bireyler, bunları sanki bedenleri olmaksızın gerç...
Rethinking Relation between Unity and Plurality through Solidarity [Rethinking Relation between Unity and Plurality through Solidarity]
Having taken the prevailing political discourses into account, the concept of unity and plurality now occupies a notable position ever than before. Dominant political discourse can voice itself through various means from...
Monolojik Söylem Romancısı Olarak Halide Edip: Vurun Kahpeye ve Zeyno’nun Oğlu Örnekleri [Halide Edip as a Novelist who has Monologic Discourse: Vurun Kahpeye and Zeyno’nun Oğlu Samples]
Romanın Türk Edebiyatı’na girişi Tanzimat dönemine rastlar. Edebiyatın toplumu eğitme ve dönüştürme misyonuyla işlevsellik kazandığı bu süreçte roman da bundan etkilenir. Toplumsal olayları ve toplumdaki tüm katmanları y...
Geçmişten Günümüze Aydıntepe: Tarih, Kültür ve Ekonomi [Past and Present of Aydıntepe: History, Culture and Economy]
Bu çalışmada, Bayburt’un ilçelerinden biri olan Aydıntepe, bölgenin sahip olduğu kültür, medeniyet ve ekonomi yapıları çerçevesinde incelenmiştir. Aydıntepe, diğer adı ile Hart, Bayburt’un kültür ve ekonomi yapısından ay...
Carl Schmitt’in Liberalizm Eleştirisi [Carl Schmitt’s Critique of Liberalism]
Siyasi düşünce tarihine bakıldığında, dönemin popüler siyasal paradigmasıyla barışık filozofların yanında, bu düşüncelere itiraz ederek farklı bir teori ortaya atmaya çalışan düşünürler olduğu da görülmektedir. 20. yüzyı...